ISTANBUL’DAN
                            ITALYAN SARKICI VE BESTECISI AMEDEO MINGHI ICIN                                              BIR BINBIR GECE SAHNESI  

"BLUBOSFORO" isimli bu siteme hosgeldiniz.Memleketim,guzel Turkiye'min harika dekorlari ile cerceveledigim bu sayfalari unlu italyan sarkici ve bestecisi,turk dostu,AMEDEO MINGHI'nin essiz guzellikteki muzigine adadim.Bu ustun yetenekteki sanatcinin 21 tane degerli muzik albumunde toplanmis olan sarkilarina 1990 yillarinin basindan beri sonsuz bir tutkuyla kalbimi verdim..Simdiye kadar Italya'nin en unlu tiyatrolarinda sahneye koydugu yuz sayidan fazla konserini heyecanla izledim.Turkiyede yasayan ve Amedeo'nun muzigini benimkine esit bir sevgiyle seven ya da muzigine gonulden yaklasmak ,tanimak ,içten duygularla baglanmak isteyen tum turk ve italyan vatandaslarini bir arkadaslik halkasi icinde ve Amedeo 'nun muzigi çevresinde birlestirmek emelindeyim.Ayrica yine Amedeo'yu yakindan uzun yillardir taniyip seven ,Amedeo ile ilgili her konuyu ,her sayfayi buyuk ilgi ile izleyen tum italyan arkadaslarimi da bu sayfalar araciligi ile memleketime ,turk halkina yaklastirmak,ulkemin guzelliklerini ,kulturunu onlara tanitmak ,ortak yanlarimizi birbirine baglayarak, turk italyan dostlugunu guçlendirmek fikrindeyim.
Daimi olarak oturdugum kiymetli Floransa kentine yillar once ve Ankara'da Dil Tarih Cografya Fakultesinin Italyan dili bolumunu tamamladiktan sonra burslu olarak ihtisas yapmaya gelmistim.Ama kader boyle istemis demek ,Italya'da yerlestim..

Sonra beni kendisine baglayan Floransa'yi sevmis olmakla beraber sevgili Turkiyemi hic bir zaman unutmadim ve bilhassa beni degerli bir lise ogretmeninin tek evladi olarak dunyaya getiren Marmara bolgesi,oz topragim Trakya'yi, çocuklugumu gecirdigim mutlu cennet Canakkale Bogazi ve Gelibolu yoresini,halen ailemin ,evimin mavi gulu Istanbul,Bogazici ve inci adalarini her an kalbimde anlatilmaz bir ozlemle ve sevgiyle yasatmaktayim.Benim icin nasil ki Marmara demek memleket demekse,Amedeo Minghi demek de Italya demektir.Bu nedenle gonlumde taht kuran bu iki cevheri Amedeo ve Marmara'yi,iki sevdigim kulturu bu sayfalarda bir bin birgece sahnesi olusturmuscasina bir araya getirmek istedim.
Emelim bir gun Istanbul'un, bu farkli kulturleri asirlardir bir araya getirip kucaginda tasimis olan buyuleyici guzellikteki Bogaz çizgisi ve onun uzerinde iki kitayi birbirine eklemek talihine kavusmus olan bu altin çelenk misali kopru diger pek cok sanatçiya oldugu gibi Amedeo Minghi'nin muzigine de sahne olsun.
Bu sayfalarda sizlere .Amedeo Minghi 'nin emsalsiz konserlerinden aldigim ilham ve hayal gucuyle bu sahneyi ve onun muzigi ile canlanacak boyle harika bir geceyi yasatmak istedim. O sahneyi ,o geceyi ben simdiden goruyorum ;dostluk ve sevginin kokusu var uzerinde.Eski çag kulturlerimizin tanri ve tanriçalari sanki yeryuzune yeniden inip Efes tiyatromuz ornegi bir arenayi sahne yapmislar.
Onu Rumeli Hisarinin sahane çerçevesi içinde resimlemisler adeta.Doganin mucizeleri Peri bacalarimizin ve Pamukkale'nin guzellikleriyle dekorlanmis o sahne. Sahane Bogaziçimiz isiklarini armagan etmis,adalarimiz inci taneleri gibi bir senografi teskil ediyor.


Sahneye , duvarlari çiçek ve sedef isli,altin saraylarimizda yasamis guzel sultanlarin nadide ellerinden Isparta gulleri yagarken , havada yuzumuzu oksayan tatli bir ruzgar bizlere "Seni seviyorum "der gibi.Trakya'dan çocukluk gunlerimin sarkilari da gelmis nese ile çaliyor;kainatin senligi var adeta. Isterim ki o gece seslerimiz ve kulturlerimiz tek bir ses olup ciksin ve Amedeo ile birlikte sarki soylesin.Amedeo ile her konserinde tum halk topluca tekrarladigimiz bir sarkisinin "Ismin her sehrin ismi olacak"diyen sozlerini o gece ,bir kez olsun Istanbul sahnesinde turk italyan seyirciler bu nedenle bir araya gelip beraberce soyleyelim.Bir yandan "merhaba' diger yandan "ciao"diyen seslerin arasinda tek bir haykiris,dillerimizi ortaklastiran tek bir kelime,bir "bravo"haykirisi kuvvetle yukselsin ve Amedeo'ya " burada hepimiz senin icin tek bir ses ,senin icin çarpan kalbimizle tek bir kalp olduk "dermiscesine goklere yukselsin. O gece hep beraber Amedeo Minghi 'nin son plagi nin emsalsiz parçalarini ve repertuarinin en gozde sarkilarini dinleyelim.Seslerimizin yankisi Bogazin sularini oksayarak Marmara 'nin tatli tatli atan kalbini de uyandirsin.Marmara'nin guzel mavi gozleri açilsin ve bu topraklarda yasamis ve halen yasayan eski ve yeni uluslarina gulumsesin.

Marmara'nin gozlerinde çiçeklenen o tebessumu bu sayfalarda tasvir edebilmem için hiç bir lugat yeterli olamaz.O tebessumu sizlere babalarimizin anisi,eski bir Turk Klasik Muzigi bestesi daha iyi anlatacaktir:"Bogazici sen gonuller yatagi..Yamaclari sanki cennetin bagi.....Mehtabi hos ,gunesi hos,gulu hos..." O gece turk ve italyan muzikleri gozgoze,elele tutussun,turk ve italyan enstrumanlar birlikte calsin soylesin.Iste ben bunlari isterim...Bu sayfalarda bunlari hayal ettim.Gerçekte de boyledir Amedeo Minghi 'nin tiyatro konserleri.

Eski bir sarki hatirlarim,Istanbul'dan her ayrilisimda .Uçagin penceresinden Marmaranin guzel gozunde parlayan bir damla yas bana soyler bu sarkiyi ve beni de aglatir: "Geçsin gunler,haftalar,aylar,mevsimler ve yillar./Zaman sanki bir ruzgar ve bir su gibi aksin./Sen gozlerimde bir renk /kulaklarimda bir ses /ve içimde bir nefes olarak kalacaksin./Omrum sensiz geçse de /Askin gonlumde kalsin /Gulen gozlerin binbir teselli ile baksin./Sen gozlerimde bir renk,kulaklarimda bir ses / ve içimde bir nefes olarak kalacaksin." Amedeo Minghi 'nin muzigi de boyle gozlerde bir renk,kulaklarda bir ses ve içimizde bir nefes gibi kalacak ,unutulmayacaktir.Tipki Istanbul gibi ,Marmara gibi...Tipki Amedeo 'nun son sarkilarindan birinde dedigi gibi: " Gun bitecek;ama ruyasi kalacak geriye bizler için"
Muzik,kuskusuz aynen su gibi dunyanin en buyuk mucizesidir.Su gibi saf,berrak ve esnek bir yapiya sahiptir muzik Yavasca,tatlilikla ve sabirla su gibi akar gider.Suya benzer esnekligi ile her topraga uyum saglar muzik.O kivrim gucuyle dik ve sert kayalarin arasindan bile bukulerek,tatli tatli fisildayarak kendine bir geçit bulur,olçusunu ayarlayarak geçer gider .Bazan bulbul sesi gibi incecik olur ve o ince diliyle gulun bile nazik katmerleri arasindan suzulur,kalbine giden yolu bilir ve gulu hayata açilmaya davet eder .Daglari asar,bin zorlukla cebellesir;sonra da sevgiye susamis yureklerimizin uzerine,tum ihtisamiyla,aynen çaglayanlar gibi,dokulur .Hem sonra su ve muzik ayni gaye ile çalkalanirlar:SEVGI .
O gaye ile uluslari uyandirir,degiskenlige iyiye yonelmeye surukler ve birlestirirler .Su ve muzik ,her ikisi de sevgiden mutesekkildir ve sevgi içirirler.

MUGE

MUGE VE ALI