AMEDEO MINGHI

        Amedeo Minghi'nin muzigi ,hayatta ender rastlanan butun guzellikler gibi hiç bir dilin anlatmaya ulasamayacagi bir renk ve ses evreni ,gozlerde Bizim Bogaziçimizin maviligine benzer bir berraklik ve isik selidir.Nasil ki bir incinin kendi kabugunun içinde dogusunu anlatmaya hiç bir kelime yeterli olamazsa,aynen Amedeo'nun sarkilarini da anlatabilmek mumkun degildir.Yildizlari alip kelime seklinde kirpsak ve bunlardan bir uzay kursak bile o muzik hiç bir yildizli kelimeye teslim olmayacaktir.Amedeo uzaklardan bizlere yakin olan bir yildiz gibi kalplerimizden hiç ayrilmasa da sarkilarindaki sakli olan sonsuzluk yildizlarin bile sinirlarinin altina girmeyecek niteliktedir. Yuzlerde hissedilebilecek en tatli meltem ve içimizde ebediyen yasayacak olan bir esrarli canlilik gibidir o sonsuzluk.Bu esintiye tipki çiçek yapraklari gibi kendimizi kaptiririz ve yasamakta oldugumuz dallarin uzerinde bir daha asla çiçek açamayacagimizi bile bile surukleniriz o meltemin ardindan:.
         Amedeo'nun sarkilarina daldiginiz anda mevsimlerin kayboldugu ve sanki zaman ve yer kavramlarinin disina çikmisçasina gizli bir buutun kucagina dusmussunuz hissine kapilirsiniz.Cevrenizde hersey ozdur o anda .Dettaylara yer yoktur.Tipki sarkilarindaki gibi oz boyutlarin içinde,pencerenizin disinda kalan dunyaya belirsiz çizgi ve sisli alacaliklardan olusan bir yuvarlak top gibi bakarsiniz. Yuzeysel hersey uzaklarda kalir ve siz Amedeo'nun piyanosunun yanibasinda onun sonsuz enerjisinden aldiginiz hayatla hayatin ta kendisinin benligine ,derinliklerine gomulursunuz."Tipki gunesin yuruyusu gibi içimizde hersey sade ve saf" der Amedeo "COME DUE SOLI IN CIELO" (Gokyuzunde iki gunes gibi)isimli o unutulmaz plak albumunun romantik parçalarindan birinde.
         Amedeo sarkilarinda soylediginin aynisidir.Tipki gokyuzunde gokyuzu ,denizde deniz gibidir o.Içimizde kelimelerini arayan en guzel ,en huzunlu duygulari ,kalplerimizin arzu ettigi çizgilerle , kulaklarimizin emelinde yatan notalarla ebediyen surecek bir sarkinin ucup giden saniyelerinin icinde verir.O saniyeler tipki kalpte ilk urpertiyi uyandiran bir askin saniyeleri gibidir.Su gibi akan ,deniz gibi calkalanan ,yakalanamayan ama ebediyen içimizde ve anilarimizda guzelligini koruyan saniyeler tipki birbirini kaybeden sevgililer gibi bir gun bir sarkinin içinde yeniden bulusurlar .Sarki o sevgililerin ebedì mekani haline gelir.O mekanin ismi "Hatira"dir.

        Amedeo'nun muziginde hersey bir dogus,bir beliris,bir urperti gibidir.Onun da parçalarindan birini isimlendirdigi gibi ask o sarkilarda "Rosa al Risveglio",yani "uyanan bir gul"dur.Yine aynen "Tu chi sei "(sen kimsin ?) isimli bir parçasinda guzelligi kaçip giden,sirrini hiç kimsenin çozemedigi sahane gulun bu sirrini anlayabilmek ,onu piril piril canli tutabilmek ve onu hayatin zorunlu taraflarindan korumak emeli hissedilir.Ama gerçek ask hiç bir insanoglunun çizmeye eremedigi kendi çizgisini izler.Sosyal siniflari temiz ve seffaf berrakligi ile ve kendinden hiç bir olçu ve miktar birakmaksizin asar.Hayatlarimizin programlanmis desenine uyabilecek bir mozayik parçasi olmayi asla kabullenemez ask.Bu nedenle de hayatta sadece bir ruya ,bir ani,bir hayal,bir umit ve arayis haline gelir.Amedeo sahane guzellikteki "CANTARE E' D'AMORE" (sarki soyleyis asktandir)isimli albumunde aski "Kendi hayalimdir ,ama gerçektir"sozleri ile animsar.O ask silinemez guzelligini bizi bir zamanlar aniden tatli surprizi ile durdurmus olan ve bizi yasayip tukettikten sonra kaybolan o hayalin ilk defa belirdigi o saniyelerin anisinda ,"kalbin anilarinda "birakir.
I RICORDI DEL CUORE albumu bu anilarin en canli ornegidir.Ask tutkusunun kalpte bir urperti ile aniden belirdigi o tarif edilemez guzellikteki an bazan guneste guzel bir imaj gibi onumuzden geçer ve "COME DUE SOLI IN CIELO " albumunde sanatçinin gunese olan çagirisinda yucelesir .
        "Gunesim,sefkatli gunes onu yeniden uyandirabilir misin?.Oyle yap ki o yeniden geçsin gunesin altindan ve gozlerim ona dokunabilsin " der.Bu ask bazan sessiz ve sicim sicim yagan bir bahar yagmuru gibi gozlerde nem olur.ANITA albumunde (La notte più lunga del mondo sarkisi)bazan karanlik gecelerde bize uzaktan goz kirpan ozlem uyandiran sevimli minik bir yildizin isiltilari ile birlesir .Bazan da sonsuzlukta yelken alan bir umit gibi ufkumuzu doldurur.En son albumu "L'ALTRA FACCIA DELLA LUNA"nin "Bella stella "parçasinda bir yoklugun ,bir eksikligin kokusu gibi kendisini hissettirir.
Hikaye kivrintilari ile hiç bir mutluluk limani olmaksizin suren bir yolculuk gibi devam eder.O muzikte zaman simdiki zaman olmakla beraber sanki zamani ve kelimeleri durdurmusçasina geçmis ve gelecekle beraber birlesir ve doner durur.Ancak boylelikle geçmis yillardaki "PRIMULA"isimli sarkisinda bahsettigi "Kaçip giden mutluluk"halen var oldugu inancini yaratmaktadir..
         Sarkilarda o askin sozleri bulbulun ve gulun diliyle dilimize akar.Gul ve bulbul bizim DIVAN edebiyatimizda ve turk musikisinde atesli sevdanin birbirinden ayrilmaz sembolleridir. .Siirlerimizde bulbul gule asiktir ve en guzel otuslerini gule adar.Gonca gul katmerli , narin yapraklariyla gizledigi kalbini ,bulbulun uzun yanik sarkilarina dayanamayarak açar ve solacagini bile bile kendini hayatin akisina gunesin yakici isinlarina terkeder.Dalinda alev kirmizisiyla yanan gul bu rengini kendi sevdasindan alir.Bulbul de gulun askindan ala bulanir ve onun bir gun solup kuru yaprak olacagini bilmenin verdigi huzunle gule seslenir.O yakalanamaz guzelligi en guzel,en duygusal sarkilariyla sarar.Siirlerimizde çirpinan kalp kafese hapsolmus ve gulun askindan uzakta yakinan bulbule benzer.Hayatin sirri bilinmez bir kaderidir bu.Sevda bulbulun dilidir.Gul bahçesinden uzak kalan sair bulbul gibi suskundur.Gul bahçesidir onun vatani.Iste Italyan muziginde de Amedeo Minghi'nin sarkilari ve sesi aynen boyle, gule anlatilamaz askini anlatmaya çalisan guzel bulbul sesi gibidir.Sevda adeta onun muziginin kaderidir,dilidir.Ask onun muziginin ozgurlugu ve "sonsuzlugudur."(IMMENSO sarkisi bunun ilk haykirisidir.).
         Her sarkisi bulbulun gule ,sevgilinin sevgiliye serenatidir..Nasil ki bizim edebiyatimizda gul dikensiz ,sevda çilesiz olmaz ve gulun dikeni bulbulun kalbine batip onu için için kanatir;Amedeo'nun parçalarinda da sevda boyle hem bir nimet,hem de çile ve ozlemdir.Tum Akdeniz ulkelerini saran ve Marmara'yi Akdenize baglayan ortak bir sevda tutkusu,yakici ve zaptedilmez bir ruzgardir bu.Okyanuslari asar ve son albumu "L'ALTRA FACCIA DELLA LUNA" ile buzullarin sonsuz sessizligine"ulasir..
         Zamanin akisi kendini muzigin zamanina,temposuna terkeder.Bu zamanin ritmi ve olçusu duygularin en yuce oldugu andir.Askin kalplerde ilk defa belirdigi o dile getirilmesi zor ve asla bir daha tekrarlanamayacak olan sahane an ,Amedeo'nun muziginde ebediyen çiçeklenecek ve bir gunes gibi,binlerce renkli isik halinde ,binlerce defa buyuleyici akislerini içimizde yasatmaya devam edecektir.Tipki Amedeo 'nun da "CANTARE E' D'AMORE " albumunde de :"Sarkilarda biz birbirimizi hala seviyoruz.Nagmelerde ask yeniden donecek"deyisi gibi.
        
        Muge Elgueta